SESLİ ÖYKÜLER PROGRAMI ve KULÜBÜ Nedir?
Okuma süresi: 2 dakika
Bu sayfaya ulaştıysanız bu muhtemelen sosyal medya araçlarına yazdığım ( SESLİ ÖYKÜLER KULÜBÜ ) başlıklı tanıtım yazım nedenindir.
Ben Uğur Aydın.
“Özel Tür” olarak adlandırdığımız bilimkurgu türüne dair kısa öyküler ve roman yazmaya gayret eden kardeşiniz, arkadaşınız, meslektaşınız… Siz ne derseniz kabulümdür 🙂
Size haftalardır SESLİ ÖYKÜLER KULÜBÜ adı altın da nasıl canlı yayın açarak öyküler okuduğumdan bahsedeceğim.
Şimdi böyle “bahsedeceğim” deyince “ne kolay” anlatacakmışım gibi duruyor değil mi? Ben size kolaycana anlatayım siz on anlattıklarımın ne kadar zor olduğunu anlamak için binle falan çarpın.
Hesap makineniz hazırsa hadi başlayalım öyleyse,
– Twitter hesabı aç
– Mavi tik al
– İlgi alanına göre kişileri takip et
– Kafandaki plana uygun hareket et ve canlı odalara gir, canlı odalar da yardımcılık al, kendi başına deneme yayınları yap
– Yeterli takipçi ayısına ulaştın mı? Hadi gerçek bir canlı oda aç ve yönet
– Kafandaki plan her ne ise ve hangi organına güveniyorsan “ben sesime” kendine Twitter içinde bir gurup kur (Ben SESLİ ÖYKÜLER KULÜBÜ) isimli grubu kurdum.
– Bu sefer de o gurupta senin ilgi alanın ile aynı hislere sahip kişileri guruba kazandırmaya çalış
– Başardın mı? Henüz bitmedi. Bir de Twitter için de chat grubu oluştur.
– Şu ana kadar ne yaptık ? Hiç bir şey :))))
– Daha yazar arkadaşlara ulaşacağız
– Onlara satır satır yazılar yazıp programı anlatacağız
– Senin yazdığın satır satır kelimelerin cümlelerin karşılığın da sana verilen tek satırlık cevabın peşinden umut arayacağız
– Öyküyü alacağız
– Ön okumasını yapıp afişlerini hazırlayacağız
– Guruplar da reklamlarını döneceğiz
– Canlı yayın açacağız
– Yeri gelecek 4000 kelimelik öykünün tamamını canlı yayın da okuyacağız
– Programı yönetip, sonra kapatıp, en sonda da kendimizi kapatıp dinlenmeye geçeceğiz.
– Evde halen uyumamış ve bizi bekleyenler varsa ne mutlu…
Bitti mi? HAYIIIR.
Ey okur ne demiştim? Sen bu yazdıklarımı binle falan çarp. Ki daha henüz bazı yayınevi ve arkadaşların naz ve niyazlarından bahsetmedim dahi.
Böyle bir program yapmayı düşünüyorsan “önce bir kasaba git sinirlerini aldır” derim.
Beni dinlemeye geldiğiniz için teşekkür ederim dostlar. Siz yine de öyküler göndermeye devam edin :)))
