Festivaller, Yarışmalar ve Kısa Hikaye

Festivaller, Yarışmalar ve Kısa Hikaye

Okuma süresi: 5 dakika

Sevgili Metin Uçar yazınca fark ettim GIO ödül kategorileri bu yıl da açıklandı (1 kasım 2023). Kategorileri okuyunca bir takım fikirler ve sorular aklımı doldurmaya başladı. Bir önceki hafta da Özgen Berkol Doğan Kütüphanesi “Berkol Bilimkurgu Günleri”ni yüksek katılımla gerçekleştirmiştik. Bilimkurgunun ülkede tekrarlana etkinliklere sahne olduğu zamanlara geçtik desek yanlış olmaz. Peki bir sonraki seviye ne? Mario Prensesi mantar adamları incitmeden nasıl kurtarabilir! İşte bütün cevapları aradığım bir yazı aşağıda.

Yarışma kategoriler ve gelecekleri aslında tam da Özgen Berkol Bilimkurgu günlerinden tartışılacak konuydu. “Türk bilimkurgusunun ilerlemesi için ne yapmalıyız? Bu yıl ne yaptık?” Bu bizim festivalde her yıl sabit konumuz olmalı diye düşünüyorum. İlerlemeyi anlamak, değişen şartlara ayak uydurmak ve fikir alışverişinde bulunmak için hoş bir çerçeve olurdu. En basitinden 2023 yılında basılı bir bilimkurgu hikaye dergisi çıkıyor(Roket) bu mantıklı bir adım mı yoksa kaynaklarımızı farklı şekilde mi kullanmalıyız? Yapmak istiyorsak nasıl yapmalıydık? diye sorulabilirdi. Organizasyonun üçüncü yılında belki yıllık değerlendirmelerin yapıldığı sabit söyleşiler o yılın profili yüksek üreticileri ile tartışılsa sabit çok güzel temeller inşa edilebilir. Her yıl değişen kısımlar bu ana iskelet programa eklenti yapılarak oluşturulabilir. Benim önerilerim “Yılın bilimkurgu olayı”(ön plana çıkan bilimkurgusal kişiler ile) , “2023>2024 e giderken bilimkurguya ne kattık ,neleri daha iyi yapabilirdik.” “Yerli üretimde öne çıkanlar” gibi üç ana söyleşi ayağı olurdu. (Hayal bu ya kendime göre yontuyorum işte :))

GİO ödülleri ve kategorileri bu yıl da çok değişmedi.

GİO ödüllerine bakacak olursak; ana kısım, roman ödülü zaten olması gereken bir ödül bölümü. Bunun yanından “öykü kitabı” ödül kategorisinin olması bence çok hoş. Gayet dışarıda bırakılabilirdi, olmayabilirdi ama varlığı güzel olmuş. Bu kategorinin birçok kısa öykü yazarını motive ettiğini düşünüyorum.

Fakat benim özel ilgi alanım olan kısa hikaye kısmında biraz durumlar karışık gibi. Kategorinin adı “Yayımlanmamış Öykü Ödülü”. Adından da anlaşılabileceği gibi başvuru yapabilmek için bir yerde yayınlanmamış bir öykü ile başvurmanız gerekiyor. Bunun yanında öykünün 1500 kelime gibi baya düşük sayılabilecek bir kelime sınırı var. Önceden yayınlanmamış bir hikaye zorunluluğu olması kısa öykü üretimini kötü yönde etkiliyor. Bir çok insan hikayelerini yayınlamak için bir yılın belli bir zamanını beklemek istemez. Bir yerlerde hemen yayınlamak ister. Bu da bu öyküye gelen başvuruların kalitesini düşürecektir. Kısa hikaye tanım olarak 1000 ile 10000 kelime arasında tanımlanıyor. Fakat kendi tecrübelerime dayanarak 3000-5000 kelime arası hikayelerin beni etkilediğini ve formatı doldurduğunu söyleyebilirim. Dolayısıyla 1500 kelimelik bir üst limit gerçekten bu kategoriye gelebilecek hikaye sayısını ve kalitelisini yine çok daraltan bir seçim.

Şimdi ideal bir dünyada aslında böyle bir yarışmaya başvurunun 1000-10000 kelime arasında ve herhangi bir yerde yayınlanmış dahi olsa aynı yıl yayınlanması kaydıyla bir hikayenin başvurabilmesi beklenir. İyi bir değerlendirme sonuncu bu şekilde o yılın en iyi kısa hikayesine ulaşabiliriz. Fakat tabi ki bu uzunluktaki hikayeleri okumak epey bir vakit alabiliyor ve değerlendirici sayısına bağlı olarak çok zorlayıcı olabilir. Yıl içerisinde birçok kısa hikaye yayınlanabiliyor ve sanırım yazarlar yayınladıkları hikayeyi bir de yarışmaya gönderme fırsatını kaçırmayacaktır. Bu da büyük bir iş yükü doğurabilir.

Gerçekleştirilebilir olan sistem bu ideal ile şu anki durumun arasında bir yerde olmak zorunda. Öncelikle nerdeyse kimse 5000 kelimeyi aşan hikayeleri internet ortamında özel bir durum yok ise okumuyor. Alt kelime sınırını da 1000 kelimeden açmak mantıklı. Bunun altındaki hikayeler genelde “flash fiction” tarzı çok hızlu tepki almaya yönelik yazılar oluyorlar. Kısa hikayeden beklenen hikaye örgüsü ve karakter gelişimini gözlemlemek pek mümkün değil.

Peki daha can alıcı olan ikinci kısma geçildiğinde; böyle bir yarışmaya kimler başvurabilmeli? Amacımız eğer yıl içerisinde yazılmış en iyi bilimkurgu kısa hikayesini bulmak ise cevap “herkes” olmalı.

Değerlendirme sürecini OCR makinelerle test mantığında yapmayacağımız için kuru kalabalığı elemek adına bir ön şart verilebilir. Bunu yaparken de mevcut toplulukları ve oluşumları destek almak ve destek vermek mantıklı olacaktır.

Yurt dışındaki en önemli ödüllerden biri olan Nebula ödülü SFWA (Bilimkurgu ve Fantazi Yazarları Birliği) üyelerinin oyları ile en çok oy alan 6 adayın yarışmaya katılmasına izin veriliyor. Hugo ödüllerinde ise Worldcon üyelerinin eseri önermesi gerekiyor. Bu oluşumlara en yakın şey FABISAD sanırım. Bir form doldurduktan ve değerlendirmeden yapıldıktan sonra direk üye olunabiliyor. Üyelik ön şartı sadece beklemek gibi duruyor, bu yüzden herkese açık.

İlk seçenek ilgili eserin FABISAD üyesi biri tarafından listeye önerilmesi. Fakat bu yöntemde biliyoruz ki herkes FABISAD üyesi olmayı tercih etmeyebilir. Bilimkurgu ve fantazya ortamına yeni katılmış olup kimseyi tanımayabilirsiniz. Başvuruların yeni girişleri ve insanları destekliyor nitelikte olması lazım. Böyle oluşumlarda zamanla “suyun başını tutuyorlar” fikriyatını yerleştirmemek için alternatif başvuru kolları sunulmalı. Günün sonunda FABISAD üyesi birilerini bulmak ve onlara ricada bulunmak da tek yerden halledilemeyecek bir şey. Birebir iletişimle gerçekleşeceği için tam olarak bir topluluk aktivitesi gibi de durmuyor.

İkinci seçenek komunite oluşumuna daha uygun bulduğum bir yöntem. Başvuracak öykünün yıl içerisinde topluluğa hizmet eden bir dergi, internet sitesi veya sosyal medya grubundan paylaşılması gerekecek (Kayıprıhtım, yerli bilimkurgu yükseliyor, Roket, bilimkurgu kulübü facebook sayfası , sci-fi bilimkurgu ilk aklıma gelenler). Küçük kalan ve aktif olarak kullanılmayan sayfa ve gruplar dışarıda tutularak bir anlamda toplulukta konsolidasyon hedefliyoruz (Kozmikatolye.com unda listede olmasını isterdim ama o kadar internet trafiğimiz var mı bilmiyorum :)) .Eğer yeni siteler ve alanlar üye çekmeyi başarırsa tabi ki listeye eklenir. Amacımız burada kısa hikayelerin üretilmesi ve yeterli insan tarafından okunabilmesini sağlayan ortamları desteklemek. Tabi bu kendi başına bir filtre olmaktan uzak. Bu sebeple her hikayenin en az beş kişi tarafından bir süreçte desteklenmesini isteyeceğiz. Kayıprıhtım’ın yıllık “enleri” bu işi çok güzel online anketler ile yapıyor. Her oy verenin 3 ayrı projeye oy verme hakkı olduğu dev bir anket açıyoruz. İsteyen istediği hikayeyi ekliyor sonra da ankette sitedeki takipçilerinden destek istiyor. Kısıtlı oy hakkınız olduğu için herkesi eşik değeri olan 5 oydan geçiremiyorsunuz. Mesela Burak olarak ben bu yıl “Robot gibi yaşamak/ Yerli bilimkurgu yükseliyor” “bu yıl da” ve “Gelişme Hedefleri/ Kayıp Rıhtım” gibi üç ayrı hikayeyi destekliyorum. Facebookta adaylarımı girip oylarımı veriyorum. Ama dördüncü bir hikayeye oy veremiyorum. Sonrasında 5 oy alan öyküler toplanıyor ve öyküler değerlendiriliyor. Kimse tabi ki kendine oy veremiyor. Beş oyu toplayabilmek için belki bir yazarla birbirinizin hikayelerini okuyabilirsiniz. Birkaç üyeye rica edebilirsiniz veya sözü değerli bir yazardan ilk oy desteğini isteyebilirsiniz(Arkadan millet o hikayeye ilgisini artıracaktır). Sanırım sınırda kalan hikayelere de ciddi üyelerimiz hızlıca değerlendirip desteklerini gösterecektir. Ne olursa olsun bu toplulukta bir kıpırdanmaya ,iletişime ve dayanışmaya yol açacaktır. Bu ayrıca yıl içerisinde yayınlanan hikayelere tekrar dikkat çekmek başka arkadaşlarımızın ve dostlarımızın beğenisini ve desteğini kazanmış hikayeleri tekrar okumak için güzel bir fırsat olacaktır.

Sonuç olarak kısa hikaye bilimkurgunu üretim bağlamında can damarlarından biri ve gelişim için bu şekilde değer görmek zorunda. Her yıl toplandığımızda “Türk bilim kurgusu nasıl gelişir?” sorusu dostlarımız arasında en merak ettiğimiz ama bizi en boğan sorulardan ilki. Kısa hikaye bir çok fikrin ve iyi yazarın başlangıç noktası. İnsanlar kısa hikayeler yazarak anlatımlarını iyileştirip, hikayelerini geliştiriyor. Çoğu insanın yazıyor olsalar bile bir şeyleri kitaba dönüştürmeleri gayet uzun zamanlar alabiliyor. Yılın en iyi kısa hikayesi önemli bir tespit ve sorumluluk. Yerli üretimden bahsediyorsak bu üretim yapılabilir ve eşik değeri düşük bir alan. Öte yandan okuyucunun da çok kolayca ulaşabilir ve değerlendirme sistemine bir topluluk olarak dahil olabilir. Diğer kategorilere göre çok daha fazla başvuru alacağını ve değerlendirme için çok daha fazla emek harcanacağını öngörebiliyorum. Fakat fazla üretim ve yüksek katılım bir lanet gibi görülmemeli. Bu kategoride değerlendirilecek hikayelerin kolu kanadı kırılarak “seçiyormuş” gibi yapmak da bizi bir yere götürmeyecektir. Sistemimizi çoğulcu, kabul edici ve birbirimizi destekleyici bir yapıya oturtabilirsek belki önümüzdeki yıllarda iyi kaliteli bir kısa hikaye kültür ve birikimi oluşturabiliriz.

Önemli not: Bilimkurgu ve fantazya eserleri ayrı kategorilerde değerlendirilmeli. Şu ortamda birbirleriyle çarpıştırılmasına gereke yok :).

Bu konuda adım atmak için Cumhuriyetin yüzüncü yılı mesela güzel bir yıl 🙂

Saygılarımla

Burak K.

Yorum Yaz

Email adresin yayınlanmayacak.Required fields are marked *

Kullanabileceğin <abbr title="HyperText Markup Language">HTML</abbr> kodları: <a href="" title=""> <abbr title=""> <acronym title=""> <b> <blockquote cite=""> <cite> <code> <del datetime=""> <em> <i> <q cite=""> <s> <strike> <strong>

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.