Bir İstanbul Efsanesi – Ayşegül Yalvaç
Günlük hayatta edebiyat ana arterlerinde akarken, alternatif yollarda gezinen bizler değişik türler olsak da yol ayrımlarında karşılaşıyoruz. O tenha yollarda birbirimize selektör yapıp selam veriyor, iyi yolculuklar diliyoruz.
Ekolojik kurgu olarak kaleme alınmış “Bir İstanbul Efsanesi” de yan yoldan sitemizle kesişen bir kitap. Antares Yayınlarından haziran 2022’de yayınlanmış. Kitabın bir bilimkurgu olma iddiası pek yok fakat bilim kurgusal öğeler içerdiği veya bazı kısımlarda kendini bilimle açıkladığı aşikar. Bana sorarsanız %20 bilim kurgu %40 fantastik ve %40 İstanbul’da geçen bir macera romanı gibi duruyor.
Eleştiri konusunda kılı kırk yaran bir noktada olsam da böyle “kuzen” türlere yer açarken daha değişik değerlendirme kriterlerine ihtiyaç duyulduğunun bilincindeyim. Gönül isterdi ki bu site gibi bir korku, fantastik ve polisiye kısa hikaye/kitap değerlendirme siteleri de olsun fakat bu olana kadar kapımızdan bu tip kitapları da geri çevirecek değiliz.
Bu sebeplerden dolayı bu kitabı değerlendirirken “bilimkurgucu” paltomu çıkararak üstümde nasıl duracağından pek emin olmadığımı yeşil “Ekoloji kurgu” kazağımı giydim.
Kitabın ilk kısımları masalsı diyebileceğim bir anlatımla başlıyor. Genel olarak İstanbul’da su altında yaşayan “Periyan” isimli, muhtemelen deniz kızı efsanesinin ortaya çıkmasına yol açmış bir insansı tür ile tanışıyoruz. Ana karakterimiz Valentin üzerinden Periyanların doğuştan bir görev ve sorumluluk yüklenmiş nazik bir ırk olduğunu anlıyoruz. Boğazın giderek kötüleşen ekolojik dengesini aktif olarak korumaya çalışıyorlar ve bu konuda insanlara karşı çok dargınlar. Kızgınlar diyemiyorum çünkü şiddet veya kötücül bir his geçmiyor. Eski yaşlı teyzeler gibi maksimum Allah’larından bulsunlar falan diyebiliyorlar. Burası o masalsı naifliği barındırıyor aslında. İnsanlara karşı ön yargıları İstanbul’a yaptıklarımızdan dolayı had safhada doğal olarak.
İkinci kısımda ise İstanbul’u ekolojik bir felaket bekliyor. Bunun sonucunda hem deniz içerisinde periyanlar ve onların müteffikleri ve karada da çevresel felaketlerle ilgilenen vicdanlı bireyler harekete geçiyor. Karadaki insanlar da periyanlar kadar saf iyiler diyebilirim. Bu bakımdan bir masal veya efsane anlatımına ve karakter yapısına devam ediyor kitap.
Kitabın ilginç yanlarından biri bence bilimsel gerçekleri masalsı anlatımın arasına serpiştiriyor olması. Yani bir bakıma suyun altından yosunlu kurabiyeden bahsediyorken birden suyun asitlik değeri, istilacı türler gibi ekoloji ile ilgili terimler geçiyor. Sanki muzip bir şekilde bize “Denizin altından deniz kızlarının yaşadığına inanıyorsunuz ama suyun ph değerinin değiştiğine mi inanmıyorsunuz” kontrastını hatırlatıyor.
Geçen yazdan kalma korkumuz müsilaj hala beynimizde taze iken kitaptaki problemlerle bağlantı kurmamak bence güç olurdu. Bunun yanında kitap olayın nasıl mekanik olarak ortaya çıktığı veya oluşan olaya değil karakterlerin iç dünyasındaki yansımalara odaklanıyor. Aynı şekilde biri bütün videoları ve fotoğrafları birleştirip size müsilajın nasıl yayıldığını anlatabilir ama geçen yaz bir İstanbul’lunun nasıl “hissetiğini” anlatmak bir edebiyatçıya düşer. Yıkım sadece ekolojik seviyede değil ruhsal seviyede de gerçekleşiyor. Belki felaketleri hep rakam, istatistik ve görsel olarak hafızamıza kazıdığımız ve gerçekten duygu olarak yüzleşmediğimiz için bazı hataları hep tekrar ediyoruz.
Kitap içerisinde hep anlatılan bir ikilik daha var. Gitmek veya savunmak. Gidenlere yardımcı olmak ,yeni bir yerde tekrar başlamanın zorlukları ve İstanbul’u bırakmanın acısı buna ekleniyor. Bu temalar sebebiyle alt metin olarak belki de biraz son dönem nitelikli insanların istanbul’u veya Türkiye’yi terk etmesi ile de yüzleşiyoruz. Aslında Periyanlar belki Türkiye için taşın altına elini koyan , STK’larda yer alan, Kaz dağlarından nöbet tutan veya eğitimli Türkiye’ye bir şey vermek isteyen insanlar. Görünmeyen ama düzenin işlemesi için önemli olan insanlar. O insanlar azalması, korunması veya göç etmesiyle ilgili de bu kitapta bir şeyler varmış gibi hissettim. Asıl belki de akıllara takılan soru “bu periyanlar yok ise gerçek hayatta bu yerleri, bu düzeni koruyan kimler var onların yerine?” Fakat belki maksadını aşan bir okuma olmuş da olabilir bunun için kitabın yazarıyla bir söyleşi yapmanız gerekecek.
Karakter derinliği bakımında kitap ortalama diyebilirim. Ana karakterleri tanıyor ve motivasyonlarını takip edebiliyoruz. Ama bazı yan karakterler mesela bir tane üniversitedeki güvenlik görevlisi ile ilişki daha iyi anlatılabilirdi. Adamın ana karakterlerden birini sevdiğini ve uzun zamandır tanıdığını varsaymamız gerekiyor ama güvenlik görevlisinin adı yok. Yani “İsmet Amca” falan değil direk güvenlik görevlisi. Hikaye akışına zarar vermiyor ama kaçırılmış bir fırsat bence.
Dil akıcı ve sade. Gerekli görülen yerlerde detaya inilmiş olması güzel. Belki Periyan ırkının olduğu kısımlarda ortam daha iyi tasvir edilebilirdi. Bunun dışında herkes masalsı bir anlatımda olduğu gibi aşırı nazik ve güzel konuşuyor ve herkes İstanbul aşığı.
Kitabın sonu güzel yazılmış. Böyle bir şablona uyma derdi olmadan, kolaya kaçmadan gayet orijinal düşüncelerle konuyu bağlıyor.
Genel olarak kitabı beğendim özellikle son kısımları güzel toparladı. Ekolojik kurgu üzerine biraz düşünmek, belki bu masalsı dünyanın arkasına gizli alt metinleri deşifre etmek istiyorsanız güzel bir okumalık.
Hızlı Yazı Geri Bildirim Tablosu
İkonların üstüne getirerek anlamlarına bakabilir,tıklayarak geri bildirimde bulunabilirsiniz.Ayrıntılı açıklama için "Sembol Kütüphanesine" başvurun.Verilen puanlar geri alınamamaktadır.- Hikaye Temposu Düşük
- Yavaşla Biraz Dostum!
- Anlaşılması/Takip Etmesi Zor
- Hikaye fikir için fazla kısa
- Hikaye fikir için fazla uzun
- Tam zamanında!
- Mantık hataları ve Tutarsızlıklar
- Detay Eksikliği
- Detay Fazlalığı
- Güzel Ayrıntılar
- Güzel fikir ama uygulama daha iyi olabilir!
- Ortalam fikir ama iyi uygulama!
- Bıçak gibi keskin uygulama
- İyi dilbilgisi ve imla kullanım.
- Komik!
- Güçlü Sembolizim
- Kör gözüne parmak
- Gönderme Bağımlısı
- Sağlam Kökler
- Zamansız
- Teknoloji Açıklama Kitapçığı
- Derin ve Canlı Karakterler
- Tek Boyutlu karakterler
- Stereotip Karakterler
- Seçilmiş Kişi Sendromu
- Karakterin motivasyonu/hareketleri/arka hikayesi uyumsuz
- Hikaye Sıkıcı ve Sıradan
- İlham verici
- Taze Fikir!
- Sürükleyici!
- Mükemmel bir Yolculuk
- Fazla Düz Anlatım!
- Yaşanabilir Atmosfer!
- Bu Gezegende Yaşam Yok!
- Enteresan Burgular/Ayak oyunları
- Fazla Tahmin Edilebilir
- Seri Üretim
- Tanrının Eli! Deus Ex Machina
- Umut Vadediyor
- Başyapıt!
- Kötü Fikir
- Yakıt/Fikir Az