ASTEO

Komisyon başkanı sinirle çenesini ovalıyordu. Salondaki insanların gözünden kaçmayan bu davranışının nedeni az önce önüne konulan rapor özetiydi. Okuduklarının hiç de hoşuna gitmediği belliydi. Öğrendiklerini sindirmek için biraz zaman geçirdikten sonra karşısında oturan şirket müdürüne baktı. Bakışlarında ‘Yaptığını beğeniyor musun? sorusunu okumak mümkündü. Şirket müdürü ise yanında oturan avukatıyla ‘her türlü soruya ve eleştiriye cevap verebilirim’ der gibi komisyon başkanına bakmaktaydı.

-Şimdiye kadar komisyona verdiğiniz ifadelerden anlaşılacağı üzere, bu projeye bilinçli olarak giriştiğiniz, uzun süren bir planlama aşaması geçirdiğiniz anlaşılıyor. Bunların hepsi çok güzel. Özel şirketlerin uzay çalışmaları yapmalarına tabii ki karşı değiliz. Ancak bunun resmi kuruluşların gözetiminde olması gerektiğini çok iyi biliyorsunuz. Kağıtlara bakarsanız bu konuda şirketinizin sorunu yok gibi görünüyor. Projenin gerçekleştirilme amacı ve uygulama etapları, ilgili makamlar tarafından takip edilmiş. Oysa asıl amacınızın ne olduğunu gizlemişsiniz! Çok merak ediyorum. Ne dersiniz bu konuda? – Komisyon başkanı hamlesini yapmıştı ve karşısındakinin buna nasıl cevap vereceğini gerçekten merak ediyordu. Bu şirket, uzay çalışmaları alanında ‘kutsala’ el uzatmıştı. Şirketin kendi başına giriştiği çalışma, uzay araştırmalarının kaderini değiştirecek nitelikteydi. Kurulan komisyon ise şirket yöneticilerine gereken dersi vermek üzere toplanmıştı.

-Sayın başkan. Komisyonun ne amaçla kurulduğunu hepimiz biliyoruz. Şirket faaliyetlerinde en ufak bir yanlışlık bulmak suretiyle çalışmalarımıza engel olmak istiyorsunuz. – Bu sert çıkış salonda bulunan çok sayıdaki izleyecinin şaşkınlığına neden olmuştu. Komisyon başkanı yükselen uğultuyu kesmek için müdahale etmek zorunda kaldı. Şirket müdürü ise kendinden emin konuşmasını, sesini hafif yükselterek sürdürdü. – Sizin de belirttiğiniz gibi yaptığımız tüm çalışmalar sıkı bir denetim altında yürütüldü. Yörünge işlemcimiz, taşıma sistemlerimiz konusunda her türlü teknik bilgiye sahipsiniz. Bir temsilciniz uçuş kontrol dairesinde aylardır bizimle çalışıyor. Bu durumda asıl amacımızı gizlediğimiz suçlamasını kabul etmem mümkün değil.

Şirket müdürü sözlerini bitirince koltuğuna yaslandı. Gözlerini bir an bile komisyon başkanından ayırmamıştı.

-Bay Winstone, tüm komisyon üyelerinin de bildiği üzere şirketinizin yakaladığı asteroid projede belirttiğiniz sınıfta değil. Bu sorumsuz hareketiniz yüzünden Dünya büyük bir tehlike altında. Hiç olmazsa bunu anlayabiliyor musunuz? Ben şüpheliyim açıkcası! – Başkan sinirli bir şekilde elindeki kalemi masanın üzerine bıraktı.

-Sayın başkan. Bu tür projelerin çeşitli riskleri içerdiğini hepimiz biliyoruz. Taşıyıcı sistem asteroid kuşağından geçerken zarar gördü. Teknisyenlerimiz şu anda bu sorunu çözmek için uğraşıyor…

-Dev bir asteroid…, peşine yetersiz bir taşıyıcı taktığınız için şu anda kontrolsüz bir şekilde Dünya’ya yaklaşıyor. Siz ise sakin sakin oturmuş teknisyenlerimiz uğraşıyor diyorsunuz. Gerçekten sorunun ne kadar ciddi olduğunu anlamış değilsiniz! – Başkan şirket müdürünün sözlerini sert bir şekilde keserek söylemişti bunları.

-Tam tersi, sayın başkan. Durumun ciddiyetinin farkındayız. Bu nedenle devlet tarafından uzatılan yardım elini reddetmedik. Taşıma sistemindeki arıza giderilince asteroidi hiç bir sorun olmadan yörüngedeki işlemciye kenetleyeceğiz.

-Ben yine de neden olduğunuz bu durumun yeteri kadar farkında olmadığınızı düşünüyorum. Az önce Uzay Ajansı’ndan gelen rapor özeti de sözlerimi destekler nitelikte. Bakınız iyi para kazanmak için yaptığınız ufak değişiklik nelere neden olmuş?

Başkan rapor özetini okumak üzere gözlüklerini taktı, sanki okumakta zorlanıyormuş gibi gözlerini satırlar üzerinde dolaştırdı. Şirket müdürü ise avukatına doğru eğilerek birşeyler sordu. Avukat zar zor farkedilen bir dudak bükmesi ile ne olduğu konusunda en ufak bir fikrinin olmadığını belirtti.

– Projeye göre 150 metre çapında bir asteroidi almanız gerekirken, arızalı taşıyıcıya takılı olan ve şu anda kontrolsüz bir şekilde Dünya’ya ilerleyen asteroidin çapı 700 metreyi geçiyor. Şimdi tüm devletlerin sizin fırlattığınız bu bombanın yönünü değiştirmek için milyarlarca dolar masraf yapması gerekecek! Sadece bu bile şirketinizin sonu demek. Belki bu kendinize gelmenizi sağlar.

-Sayın başkan. Durumu düzeltmek için şirketin yaptığı çalışmalar sizin bahsettiğiniz yardımların çok önünde. İki hafta içinde yeni taşıyıcı sistemi asteroide göndereceğiz. Buna paralel olarak arızalı taşıyıcıyı da etkili bir şekilde kullanmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Yaptığımız hesaplar başkaca bir yardıma ihtiyacımız olmayacağını gösteriyor. – Şirket müdürü hala kontrolünü kaybetmemiş, sakin ve kendinden emin bir şekilde cevap veriyordu. Bununla da komisyon başkanını iyice sinirlendiriyordu.

-Komisyonumuz sizinle aynı derecede iyimser değil. Elimdeki rapor özeti bunun nedeni. Belki şirketiniz kendi çabası ile asteroidi işlemciye kenetleyebilir. Ancak burada asıl sorun başka. Şirketinizin sorumsuzluğu ortada. Projeye aykırı asteroid alımı sonucunda o bölgedeki çekim dengelerini bozdunuz. Sizin taşıyıcı bölgeyi terkettikten sonra sayısı ondan fazla olan çarpışma gerçekleşti. Yüzlerce, farklı ebatta asteroid tahmin edilemez yönlerde harekete geçti. Uzay Ajansı’nın ilk hesaplarına göre daha şimdiden Dünya ve Ay ile çarpışma riski olan asteroid sayısında büyük bir artış olduğu ortaya çıkıyor. Şu anda yürütülen hazırlık çalışmaları şirketinizin küçük sorununu çözmek için değil anlayacağınız. Komisyon şimdilik şirketinizin çalışmasına devam etmesi gerektiğini düşünüyor. Asteroidinizi kurtarmak için göndereceğiniz taşıyıcının çalışmasını yakından takip edeceğiz. Başarılı olmanız halinde şirketinizin geliştirdiği taşıma sistemleri seri olarak üretilecek ve Dünya’nın korunması için kullanılacak. Yalnız şirketinizin asteroid madenciliği lisansı iptal edilecek.

 Komisyon başkanı kimsenin soru sormasına fırsat vermeden, hızlı bir şekilde tokmağını masaya vurdu ve yerinden kalkarak salonu terketti.

Şirket müdürü Winstone avukatına baktı. Avukat sonucun bekledikleri gibi olduğunu düşünür gibiydi ve sakin sakin savunma dosyalarını çantasına yerleştiriyordu. Şirketin güvenlik görevlileri ise soru sormak isteyen gazetecilere set olmuş onları korumaya çalışıyordu.

-Frank, bizim ikinci şirketi devreye alma zamanı geldi.

-Elbette, bay Winstone. Hemen gereken telefon görüşmelerini yapacağım. Yalnız asteroid olayından dolayı, sadece bizim değil, tüm diğer şirketlerin de madencilik lisansının iptal edileceğini düşünüyorum.

-Sevgili Frank, sen şirketle ilgilen, bu tür detayları da bana bırak. Tamam mı?

-Elbette bay Winstone.

Az önce lisansı iptal edilen Asteo Madencilik şirketinin sahibi ve de müdürü olan Henry Winstone çok sevdiği avukatına yerini hatırlattıktan sonra telefonundaki bir numarayı tıkladı. Konuştuğu kişi şirketin baş konstrüktörü Samuel’di.

-Sem, ikinci etaba geçiyoruz. Lütfen personeli topla ve gereken brifingi ver.

-Tamamdır, bay Winstone! En kısa zamanda yaparım.

-En geç yarın sabah Sem. Vaktimiz çok az. Bugün lisansı iptal ettiler, yarın tüm işimize el koyabilirler.

….

Henry Winstone toplantı salonuna girdiğinde şirketin otuzdört çalışanı tarafından karşılandı. Bu insanların birazdan ağzından çıkacak sözleri büyük bir merakla beklediğinden emindi. Toplantı masasındaki yerine geldiğinde oturmadı. Ayakta, dikkatli bir şekilde orada bulunan her bir çalışanı ile göz teması yapacak şekilde bakışlarını gezdirdi.

-Arkadaşlar, hepinizin bildiği üzere şirketimizin madencilik lisansı iptal edildi. – Salondaki insanlar büyük bir sessizlik içinde onu dinliyordu. – Ancak bu çalışmalarımızı durduracağımız anlamına gelmiyor. Artık planımızın ikinci etabını başlatma zamanı geldi. İkinci etabın ne anlama geldiğini biliyorsunuz. Yörünge işlemcimizi açık uzaya yönlendireceğiz. Dünya kanunlarının geçerli olmadığı bir mesafeye çekileceğiz. Asteroidimiz şu anda o noktaya doğru yönlendirilmiş bulunuyor. Şimdi asıl sorumluluk sizlerin omuzuna binecek. Sizleri nelerin beklediğini tekrar, benden dinlemenizi istiyorum. Eğer son anda vazgeçmek isteyen olursa, ona engel olmayacağım. Bu tamamen kendi vereceğiniz bir karar olacak.

Winstone kısa bir ara verdi, gözleriyle çalışanlarını taramaya devam ediyordu.

– Yörünge işlemcisi çalışmaya başladıktan sonra belli bir süre kendi başınıza kalacaksınız. Bu birkaç yıl da sürebilir. Ancak hazır mallar piyasaya sürülmeye başladıktan sonra her şey çorap söküğü gibi gelecek. Yeterli finansman ile Asteroid kuşağında bir üs kuracağız. Dünya ile sürekli ulaşım sağlayacağız. Yani bizleri büyük işler bekliyor. Şimdilik sizlere söyleyebileceğim bu kadar. Sorusu olan var mı?

Winstone’nun karşısında oturan insanlar bunun tek yön biletli bir seyahate çok benzediğinin farkındaydılar. Ancak patronlarının sözünün eri bir insan olduğunu da biliyorlardı. Ay’da kurulu olan ilk özel uzay üssü yıllardır başarılı bir şekilde işletiliyordu ve asteroid kuşağında kurulacak üssün de başarılı olma şansı yüksekti. Deneme amaçlı olarak getirilen asteroidden elde edilen nikel çok yüksek kalitedeydi ve maliyeti Dünya kaynaklı nikele göre çok daha düşük olmuştu. Şirketin ürettiği asteroid yakalayıcıları, taşıma sistemi ve daha da önemli yörünge işlemcisi çalışabilir olduğunu çoktan ispatlamıştı. Şu anda yolda olan asteroid bunun gözle görülebilir kanıtıydı. Şirket ilk ticari operasyonuna başlamıştı. Asteroidin alınması sırasında yaşanan çarpışma olmasa şimdi yaşadıklarının hiçbiri olmayacaktı. Ama olan olmuştu. Hesaba katılması mümkün olmayan mikro asteroidler taşıma sisteminin iki motorunu devre dışı bırakmıştı. Bu da şirketin karşısında olanların eline çok güçlü bir kart vermişti. Çok kısa bir süre sonra yola çıkacak ekipten biri yerinden kalktı ve elini kaldırarak sorusu olduğuna işaret etti. Winstone yaptığı el jestiyle buyur dedi.

-Bay Winstone, projenin teknik başarılabilirliği konusunda hiçbir kuşkum yok. Benim sorum daha çok meselenin hukuki yanıyla ilgili. Üreteceğimiz malların piyasalara sürülmesi konusunda herhangi bir engel çıkma ihtimalini nasıl görüyorsunuz? Üretim kaynağından dolayı yüksek gümrük vergileri konulabilir, ya da satılmasına tamamen yasak getirilebilir. Bu durumda şirket mali sıkıntıya girmeyecek mi? Ben açıkcası bir yerlere geri dönme imkanımın olmasını isterim.

-Sevgili John. – Patron yüzünde beliren gülümseme ile söze girmişti. – Şirketimizin başarılı olmasının sırrı nedir biliyor musunuz? Herkesin uzmanı olduğu konuda, en iyi bildiği işi yapmasıdır başarımızın sırrı. Üreteceğiniz malların satışı ile ilgili uzman bir ekibim olduğunu hatırlatmak isterim. Özel şirketlerin uzayda yapacakları çalışmaları düzenleyen kanunlarda çok açık hususlar var. Şimdi bizlerin başlamayı planladığımız operasyonu düzenleyen herhangi bir kanun yok. Belki resmi eller oralara kadar da uzanacaktır. Çıkaracakları kanunlarla çalışmalarımıza engel olmaya çalışacaklardır. Ancak böyle bir durumda dahi bize de yardım etmeye hazır senatörler olduğunu unutmayınız. En az 3 belki 4 yıllık bir dönemde bu konuda sıkıntı yaşamayacağımızı garanti edebilirim. Bu söylediklerime bizzat sizlerin durumu da dahil. Hiçbir kanun Asteo’ya yerleştiğiniz için Dünya’da sahip olduğunuz hiçbir hakkınızı elinizden alamaz.

Winstone bir süre daha karşısındaki insanları süzerek soru sormaları için fırsat yarattı. Ancak başka soru gelmeyeceği belliydi.

-Arkadaşlar, hepinize teşekkür ediyorum. Ekibin ilk üyeleri bir hafta içinde Asteo’ya doğru yola çıkacak. Bildiğiniz gibi onların görevi taşıyıcıyı tamir ederek Asteo’yu sabit bir yörüngeye oturtmak. Unutmamanızı istediğim bir husus var: Asteo insan eliyle Güneş’in etrafında yörüngeye girecek ilk gök cismi olacak! Yaptığımız işin tarihi bir adım olduğunu söylememe bile gerek yok. Asteo istikrarlı yörüngesine girince ki biz bunun bir ay içinde gerçekleşebileceğini planlıyoruz, ekibin geri kalanı yörünge işlemcisiyle birlikte Asteo’ya doğru yola çıkacak. Bugün sizi bu maceraya hazırlayan insanların, başta ben olmak üzere Dünya’da kaldığımızı ve hala ayaklarımızın üstünde, sağlam bir şekilde durduğumuzu unutmayın. Haydi herkes işinin başına!

….

Asteo Madencilik uzaya gönderilecek ilk madencilerin hazırlığı ile meşgulken Winstone da yapılacak kontratlar üzerinde çalışıyordu. Daha ucuza ve kaliteli metal malzemeye olan aşırı talep kendisini memnun ediyordu. Onca sıkıntının olması, komisyona çağrılmış olması, lisanlarının iptal edilmiş olması dahi bu talebi azaltmamıştı. Kendisi gibi bu projenin başarısına inanan çok sayıda iş insanı vardı. Dünya maden rezervlerinin sıkı kontrol altında tutulması, bu alanda her yeri ele geçirmiş dev maden şirketlerinin arasına girmenin zorlukları Winstone için eşi bulunmaz bir fırsat yaratmıştı. O da bu fırsatı kaçırmak niyetinde değildi. Alıcılar da daha hesaplı mal alma ihtimaline sıkı sıkıya sarılmışlardı. Teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin, para hala belirleyici rolünü kaybetmemişti. Winstone o günkü kontrat görüşmelerini bitirmiş, misafirlerini yolcu etmişti. Büyük ekranlı televizyonunun karşısında keyifle viskisini yudumluyordu. O sırada ekranın altında geçen ‘acil haber’ satırı gözüne takıldı. Çok geçmeden haberi verecek olan spikerin güzel yüzü tüm ekranı kapladı. Winstone adeta donup kalmıştı. Ama bunun nedeni ekranda kendine bakan spikerin güzelliği değildi.

-Sevgili izleyicilerimiz. Az önce Uzay Ajansı’ndan alınan acil bir haberi sizlere iletmek için yayınımıza ara verdik. Uzay Ajansı’nın verdiği habere göre aylardır tüm Dünya’yı huzursuz eden asteroidin yönü başarılı bir operasyonla değiştirildi. Özel şirketlerin uzay çalışmaları yapması konusunda ciddi tartışmalara yol açan bu olayın nasıl olumlu bir şekilde bittiğini anlatmadan önce asteroid meselesi ile ilgili olarak hafızalarınızı tazelemek istiyoruz. Bildiğiniz gibi bu asteroid bir süre önce madencilik lisansı iptal edilen, Asteo Madencilik adlı özel bir şirket tarafından yakalanmış idi. Bu asteroidin Dünya yörüngesinde bulunan bir işleme tesisine kenetlenmesi ve burada elde edilecek metal mazlemelerin yeryüzünde ve Ay’da kullanılması planlanıyordu. Şirket sahipleri tüm bu operasyonun hiçbir sorun çıkmadan tamamlanacağını beyan etmekteydiler. Ancak asteroidi Dünya’ya getiren taşıma sisteminde arıza çıktı ve asteroid kontrolsüz bir şekilde Dünya’ya doğru yol almaya başladı. Şirketin durumu düzeltmek için yeterli zamana ve teknolojiye sahip olmamasından dolayı Uzay Ajansı uzmanları acil bir çalışma başlattı. Bu çalışmaların amacı kontrolden çıkan asteroidin Dünya için tehlikeli olmayacak şekilde yörüngesinin değiştirilmesiydi. İşte o çalışmaların sonucu bugün alındı. Asteroid artık gezegenimiz için tehlike arzetmiyor. Uzay Ajansı önümüzdeki günlerde bu başarıya nasıl ulaştıklarını detaylı bir şekilde açıklayacak. Yine aldığımız bilgiye göre Uzay Ajansı tarafından hazırlanan ve bu tür olayların tekrar etmemesini hedefleyen bir kanun tasarısı da hükümete sunuldu. Bu tasarı kanunlaşırsa özel şirketlerin uzayda madencilik yapmaları imkansız olacak. Taa ki herhangi bir uydu ya da gezegende Dünya kolonisi kurulana kadar. Ancak bu tür kolonilerde kayıtlı şirketlerin uzay madenciliği lisansı almak için başvuru yapma hakkı olacak. Yine son zamanlarda canımızı sıkan o asteroid konusuna dönecek olursak, söyleyecek tek bir şey kalıyor: Hepimize iyi günler ve büyük geçmiş olsun.

Winstone sinirden neredeyse elindeki viski bardağını kıracaktı. Ancak son anda parmaklarını gevşetti. Düzenlenen komisyonun, herkese açık, tiyatrovari toplantıların zaman kazanmak için yapıldığı anlaşılıyordu. Ancak derin bir nefes aldı, son yudumu hızlıca içti ve telefonuna sarıldı.

-Sem, arkadaşları yarın yine acil toplantıya çağır. 3. Etaba geçmemiz gerekiyor.

SON.

7 Comments

1. 

   Burak K 18 Mart 2020, 19:03 Reply

   Hikaye fikir açısında güzel fakat biraz vurucu noktası vs biraz daha iyi denetlenebilirdi.Özellikle ilk kısımda mutlak olarak her yeri gören ve bilen bir varlığın gözünden değilde mesela arada bir haberleri dinleyen birinin gözünden veya davaya katılan bir muhabirin gözünden görseydik daha güzel olurdu.Biraz edebi aynalar ve dumandan yararlanabilir hikaye.

   Buraya gelen ilk öykünün harbici bilim kurgu (hard sci-fi) olacağını tahmin etmezdim ama :)Tebrikler. Kesinlikle ilham verici.

2. 

   METIN 19 Mart 2020, 10:17 Reply

   Bu öykü bir yarışmada finale kalmıştı. Ön eleme jürisi de ‘bunu yazan arkadaş roman yazmaya yoğunlaşmalı’ demişti. ‘Ders’ notlarıma ekledim.

3. 

   Görkem Demircioğlu 7 Nisan 2020, 00:54 Reply

   Biraz daha akıcı ve heyecanlı olabilir. Kelime tekrarları azaltılabilir. Bir miktar sayı kullanılabilir, çünkü teknik ve finansal konular geçiyor. Fikir iyi. Teşekkürler.
   Başarılarınızın devamını dilerim.

4. 

   Cihanimo 7 Nisan 2020, 12:11 Reply

   Kamu-özel sektör ilişkilerine göndermeler yapılarak kurgulanmış güzel bir öykü olmuş, kullanılan dil bazı noktalarda tekrara ve gereksiz kelime kullanımına düşse de akıcı ve keyifli olmuş, 3. etap için merak uyandırdı diyebilirim. Başarılar dilerim.

5. 

   Deniz 18 Nisan 2020, 10:45 Reply

   Anladığım kadarıyla öykü Dünya’ya çarpacak asteroidleri yakalayıp Dünya yörüngesine oturtan ve bunların üzerinde madencilik faaliyetleri yürüten bir şirketin resmi kurumlarla yaşadığı çatışmayı anlatıyor.

   Fikir çok hoşuma gitti. Orijinal ve geliştirilmeye müsait gibi duruyor. Belki daha uzun bir öyküde veya bir romanda daha iyi işlenebilir.

   Ancak öykünün kısalığı bir okur olarak beni bazı ayrıntıları anlayabilmem konusunda zorladı. Bu yüzden varsayıldığı gibi 7 dakikada değil, bazı yerleri tekrar tekrar okuyarak çok daha uzun bir sürede bitirebildim. Aklımdaki soru işaretlerinin bir kısmı anca son paragrafı okuyunca açıklığa kavuştu, bazıları ise (aşağıdakiler gibi) hâlâ cevaplanmayı bekliyor.

   1. “Taşıyıcılar” veya “taşıma sistemi” ile kastedilen, asteroidleri Dünya yörüngesine oturtacak sistemler midir?

   2. “Asteroidin alınması” derken de yörüngeye oturtulması mı kastediliyor?

   3. “Fırlattığınız bu bomba” ile kastedilen, kontrol edilemeyen asteroid midir, yoksa bu asteroidi yok etmek için ayrıca fırlatılan bir roket mi?

   4. “Yörünge işlemcisi”nin fonksiyonu biraz havada mı kalmış? Bu tam olarak nedir?

   5. “Hazır mallar” ve “üreteceğimiz mallar” ile kastedilen asteroidden çıkarılacak madenler midir? Mal deyince aklıma fabrikasyon olarak üretilmesi gereken bir eşya geliyor. Öyküde buna benzer tek şey taşıyıcılar. O halde bahsedilen şirketin asıl uzmanlık alanı nedir? Taşıyıcılar mı, madencilik mi?

6. 

   Metin Uçar 21 Haziran 2023, 22:44 Reply

   Yorumcu Deniz’in sorularına cevaplar. Öyküde bunları daha detaylı vermiş olsaydım daha güzel olacaktı. Bu bakımdan değerli sorular. Öyküyü bunları dikkate alarak gücelleyeceğim. Aynı hususları diğer öykülerde de daha açarak vereceğim. Teşekkürler.

   1. “Taşıyıcılar” veya “taşıma sistemi” ile kastedilen, asteroidleri Dünya yörüngesine oturtacak sistemler midir? – Aynen. Bunlar asteroid kuşağında seçilen asteroide bağlanıyor ve itici motorları sayesinde Dünya’ya getiriyor.

   2. “Asteroidin alınması” derken de yörüngeye oturtulması mı kastediliyor? Bu taşıma sisteminin asteroide bağlanması ve çekilmeye başlaması anlamına geliyor.

   3. “Fırlattığınız bu bomba” ile kastedilen, kontrol edilemeyen asteroid midir, yoksa bu asteroidi yok etmek için ayrıca fırlatılan bir roket mi? Kontrolden çıkan asteroid.

   4. “Yörünge işlemcisi”nin fonksiyonu biraz havada mı kalmış? Bu tam olarak nedir? Yörüngede hammadeyi işleyen bir çeşit yörünge fabrikası.

   5. “Hazır mallar” ve “üreteceğimiz mallar” ile kastedilen asteroidden çıkarılacak madenler midir? Mal deyince aklıma fabrikasyon olarak üretilmesi gereken bir eşya geliyor. Öyküde buna benzer tek şey taşıyıcılar. O halde bahsedilen şirketin asıl uzmanlık alanı nedir? Taşıyıcılar mı, madencilik mi? Hammadeden elde edilen mallar. Bunlar daha sonra işlenip başka ürünlere dönüştürülecek yarı mamül de olabilir, tamamen kullanılmaya hazır ürünler de.

   • 

     Burak K 22 Haziran 2023, 15:49 Reply

     Belki bir dahakine biraz daha hızılı bir cevap iyi olur :D.

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.